Motif; herhangi bir tavır, hareket veya sözün eserde çeşitli yollarla tekrarına dayanan anlatım tarzıdır. Motifler sayesinde metinlerde bir bütünlük ve ilişki duygusu uyandırılır. Dede Korkut Hikayeleri tek başına bağımsız ve tamam bir hikaye şeklinde olarak karşımıza çıksa da hepsi bir bütün oluşturmaktadır. Bu bütünün konusu maceraları, yaşayışları ve hayat görüşleri ile geniş Oğuz topluluğudur. Ayrı ayrı olarak ise her hikaye bu topluluk içindeki beylerin teker teker başlarından geçen olaylardır. Hikayelerin yazıya geçirilmesinde bir bütünlüğe dikkat edilmemiş olmasına rağmen bizlerin hikayeler arasında ilgi kurabilmesini sağlayan kullanılan motiflerdir. Bu motifler günümüze kadar yapılmış olan çalışmalarda 4 başlık altında incelenmiştir.
Dede Korkut Hikayeleri’nde hemen her hikâyenin başlayışı aynıdır. Bu başlayışlarda benzer ifadelere ve söz kalıplarına yer verilir. Hikayelerin bitirişleri ise genelde benzer dualar olarak karşımıza çıkar.
“Bir gün Kam Gan oğlu Han Bayındır yerinden kalkmıştı.” (Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanı)
“Bir gün Ulaş oğlu, yırtıcı kuşun yavrusu, zavallının biçarenin ümidi, Amıt suyunun aslanı, Karacuğun kağlanı, yağız al atın sahibi, Han Uruzun babası, Bayındır Han’ın güveyisi, kudretli Oğuz’un devleti, kalmış yiğit arkası Kazan yerinden kalkmıştı.” (Salur Kazan’ın Evinin Yağmalandığı Destanı)
“Kam Gan oğlu Han Bayındır yerinden kalmıştı.” (Kam Püre’nin Oğlu Bamsı Beyrek Destanı)
Yukarıda Dede Korkut Hikayeleri’nden üçünün başlangıcı verilmiştir. Burada da görüldüğü üzere hikayelerde belirli kalıpların tekrarıyla benzer girişler yapılmıştır.
Hikayelerin bitirişi olan dualar ise “Dua edeyim hanım” şeklindeki söz kalıbıyla başlar ve genelde birbirlerine benzerdir. “Begil Oğlu Emre’nin Destanı”ndaki bitiriş duası genelde tüm hikayelerdeki duaların özünü içeren bir duadır, en çok tekrarlanan ifadelerden oluşmuştur:
“ Yerli kara dağların yıkılmasın.
Gölgeli koca ağacın kesilmesin.
Allah’ın verdiği ümidin kesilmesin.
Günahınızı adı güzel Muhammed’e bağışlayın hanım hey!..”
Hikayeler genellikle verilen bir ziyafetle başlar. Bunu hikayenin ana kahramanın belirli bir haksızlığa veya kötülüğe uğraması gibi kahramanı maceraya sürükleyecek olan olaylar izler. Dede Korkut Hikayeleri’nde kahramanlar birbirine benzer tehlikelerle karşılaşırlar. Bu tehlike genelde “kâfir”dir. Kahramanın başı derde girer ve tutsak olur veya tutsak olan birini kurtarmaya çalışır. Genelde metinlerin sonuna doğru ana karakter olmayan bir yol gösterici kahramanımıza yardım eder ve kahraman zafere ulaşır. Bu genel kurgu benzerliğini yanı sıra bazı hikayelerin ise birbirlerine oldukça benzer olduğu görülür. Buna verilebilecek örneklerden biri ise “Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanı” ile “Salur Kazan’ın Esir Olup Oğlu Uruz’un Çıkardığı Destanı” arasındaki benzerliktir. Her iki hikayede de esir olan babalarını kurtarmak için çeşitli mücadeleler veren başkahramanlarımız göze çarpar.
Dede Korkut Hikayeleri’ndeki tüm kişilerin en önemli ortak özelliği “kahramanlık ve yiğitlik” vasıflarına sahip olmalarıdır. Dede Korkut hikâyelerinde yer alan kahramanlar, sıradan bir insanda bulunması gereken özelliklerden çok fazlasına sahiptir. Kahramanlar gözü pek, iyi yürekli, soğukkanlı, asi, yiğit tiplerdir. Çok iyi at biner, kılıç kuşanırlar. Çok küçük yaşlarda mutlaka kan dökmüşler ve isimlerini bundan sonra kazanmışlardır. Dede Korkut’ta kahramanlık çok önemlidir ve yalnız erkeklere ait değildir. Kadınlar da erkekler kadar yiğit olmalıdır. Örneğin “Kam Püre’nin Oğlu Bamsı Beyrek Destanı”nda Beyrek, babasına “Baba bana bir kız alıver ki, ben yerimden kalkmadan, o kalkmalı, ben kara koç atıma binmeden o binmeli, ben hasmıma varmadan o bana baş getirmeli, böyle kız alıver baba bana.” diyerek evleneceği kişide aradığı en önemli özelliğin “kahramanlık” olduğunu belitmiştir. Bu örnek ayrıca hikayelerdeki kadınların da kahraman özelliği gösterdiğine dikkat çeker. Dede Korkut Hikayeleri yazılış bakımından bir bütün halinde olmasalar da birbirleriyle ilişkilidir. Bu nedenle hikayelerdeki kahramanlar hemen hemen her zaman aynıdır. Örneğin “Bayındır Han, Salur Kazan, Kam Püre, Uruz, Kara Göne” gibi tiplere birden fazla hikayede rastlanır. Aynen tekrar eden tiplerin yanında benzer tiplerin de tekrarlandığı görülmektedir. Kahramanların isimleri değişse de temsil ettikleri değerler veya hareketleri yönüyle birbirlerine benzedikleri görülür. Örnek vermek gerekirse “Dirse Han oğlu Boğaç Han Destanı” avdan dönmeyen oğlunun acısıyla çırpınan anneyi “Salur Kazan’ın Evinin Yağmalandığı Destanı”nda oğlu Uruz için feryat eden Burla Hatun izler.”Kanglı Koca Oğlu Kan Turalı Destanı”nda Kan Turalı'nın Selcen Hatun'u “Kam Püre’nin Oğlu Bamsı Beyrek Destanı”ndaki Beyrek'in Banu Çiçek'i gibidir. Bu iki karakter ayrıca Dede Korkut Hikayeleri’nde kadının kahramanlığını yansıtma yönüyle de benzeşmektedirler.
Temelinde Şamanizm olgusunu bulunduran Dede Korkut Hikayeleri’nde rüya yorumlama, ad verme, kurban kesme gibi olayların ve Şamanizm’de önemli bir yeri olan ağaç, su ve dağ kavramlarının, renklerin ve sayıların tekrarına rastlanmaktadır. (Şamanizm ve Şamanist Ögeler bölümünde bu motifleri tek tek, ayrıntılı bir biçimde örneklerle açıkladık. )
Bu motiflerin en belirgini, kullanılan sayıların tekrarıdır. Belirgin bir şekilde tekrarına rastladığımız sayılar; üç, yedi ve kırk sayılarıdır. Bunun yanında altı, dokuz ve üç yüz sayılarının da tekrarlandığı fark edilmektedir.
Üç rakamının tekrarına örnekler:
-Karacık Çoban’ın sapan taşının düştüğü yerde 3 yıl ot bitmez.
-Bezirgânlar, Bamsı Beyrek’e üç hediye getirir.
-Kazan Bey bir saat içinde kâfire üç defa saldırır.
-Segrek, kardeşini aramaya giderken üç gün üç gece at sürer.
Yedi rakamının tekrarına örnekler:
-Savaştan sonra Salur Kazan ve yanındaki beyler yedi gün yedi gece yemek yerler.
-Oğuz Beyleri yedi gün uyuduğu için Oğuz Beyleri’nın uykusuna küçük ölüm denir.
-Kan Turalı, Oğuz sınırına yedi gün yedi gece at koşturup gelir.
-Salur Kazan, yedi başlı bir ejderhayı öldürür.
Kırk sayısının tekrarına örnekler:
-Dirse Han’ın hanımının yanında kırk ince belli kız vardır.
-Kazan Bey ava giderken yanına kırk elâ gözlü yiğidini alır.
-Kan Turalı kırk arkadaşıyla birlikte kız aramaya gider.
-Kırk gün kırk gece sürecek düğünler yapılır.